1. Haberler
  2. Güncel Haberler
  3. Siyaset Haberleri
  4. İmamoğlu, The Economist’e yazdı: “Erdoğan’ın hırsları Türkiye’nin potansiyelini engelliyor”

İmamoğlu, The Economist’e yazdı: “Erdoğan’ın hırsları Türkiye’nin potansiyelini engelliyor”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla gündeme gelen ve terör örgütü PKK'nın silah bırakması sürecine ilişkin The Economist için bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.

Imamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Temmuz ayında, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütü olarak tanımlanan silahlı grup PKK'nın 30 üyesi, Irak'ın kuzeyinde düzenlenen sembolik bir törenle silahlarını bıraktı. Halen devam eden bu silahsızlanma süreci memnuniyetle karşılandı. Zira bu süreç, uzun zamandır Türkiye'nin siyasi sistemine yük teşkil eden, ekonomik kalkınmayı yavaşlatan ve sosyal bölünmeleri derinleştiren şiddet döngüsünü sona erdirmek için tarihi bir fırsat sunuyor.

Aynı zamanda Türkiye'nin bölgedeki rolünün yeniden tanımlanması için eşsiz bir imkan yaratıyor. PKK'nın ayrılıkçı bir isyanla başlattığı Kürt meselesi, yıllarca Türkiye'de demokrasinin derinleşmesine engel teşkil etti. Bugünkü silahsızlanma sürecinin tam da ülkede otoriterliğin tırmandığı ve siyasi muhalefetin ağır baskı altında tutulduğu bir dönemde yaşanıyor olması, başlı başına bir ironi. Son bir yılda, ben de dahil olmak üzere birçok CHP'li belediye başkanı siyasi gerekçelerle tutuklandık. Bu durum, sadece muhalefete gözdağı vermekle kalmadı, Türkiye'de demokratik katılım alanını da iyice daralttı.

Artan baskı ortamı, barış sürecini doğrudan etkiliyor. Süreç, Kürt nüfusun uzun süredir dile getirdiği siyasi, kültürel ve ekonomik şikayetlerin ele alınması için gereken kapsayıcı siyasi zemin olmadan ilerledi. Irak, Suriye ve İran'da faaliyet gösteren PKK bağlantılı gruplarla ilgili gerçek bir stratejinin olmaması ise, çatışmanın önemli bölgesel boyutlarını sürecin dışında bıraktı. Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı. Bunun yerine müzakereleri kapalı kapılar ardında yürütmeyi tercih etti. Bu da meşruiyet ve güven inşa etmek için önemli bir fırsatı heba etmiş oldu.

Cumhurbaşkanı adayı olduğum Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) için Kürt meselesi yalnızca bir ulusal güvenlik konusu değil; aynı zamanda demokrasi, adalet, kalkınma ve kurumsal reform meselesidir. Biz, şiddeti sona erdirecek, kalkınmayı teşvik edecek ve köklü eşitsizlikleri giderecek uzun vadeli bir stratejiyi savunuyoruz; tüm vatandaşlarımız için eşit yurttaşlık, demokratik katılım, hesap verebilirlik ve Cumhuriyet çatısı altında ortak bir gelecek istiyoruz. PKK'nın kendini lağvetme niyetini açıkladığı andan itibaren iki önemli öneri sunduk.

İlk olarak, barış sürecinin hukuka uygunluk, sivil katılım ve kurumsal denetim çerçevesinde ilerlemesini sağlamak üzere derhal bir parlamento komisyonu kurulmasını talep ettik. Komisyonun nihayet kurularak 5 Ağustos'ta ilk toplantısını gerçekleştirmesi doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak birçok kişi, müzakerelerin hükümetin dar güvenlik odaklı gündemiyle sınırlı kalacağından endişe duyuyor. Buna rağmen, demokratikleşme ve sosyal uyum gibi daha geniş kapsamlı konuların gündemin merkezine yerleştirilmesini sağlamak için komisyona katılmaya karar verdik.

Zira, şeffaf bir sürece ihtiyaç var, Erdoğan koalisyonunun önceden belirlenmiş kararlarını meşrulaştırmaya yarayan bir vitrine değil. İkinci olarak, silahsızlanma süreci demokratik normlara dönüşle eşzamanlı ilerlemelidir. Kalıcı barış, partizanlık ve demokratik gerilemenin yaşandığı bir sistemde mümkün olamaz. Sürece meşruiyet kazandırması gereken kurumlar—parlamento ve sivil toplum—uzun zamandır devre dışı bırakıldı, yargı ise siyasallaştırıldı. Oysa halkımızın hak ettiği barış, baskıyla değil, meşruiyetle sağlanabilir. Kendi deneyimim de Türkiye'deki çelişkileri ortaya koyuyor.

Mart ayında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaparken ve partimin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmek üzereyken, siyasi nedenlerle açılmış davalar sonucunda tutuklandım. Bana yöneltilen suçlamalar arasında yolsuzluk ve teröre yardım da vardı. Bu son suçlama, seçim listemizde yer alan bazı belediye meclis üyesi adaylarının, PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen bir platformla ilişkili oldukları gerekçesiyle yöneltilmişti.

Oysa bu kişiler seçilmeden önce, adaylıkları Yüksek Seçim Kurulu tarafından incelenmiş ve onaylanmıştı. Bu arada, barış arayışında olduğunu öne süren hükümet, seçilmiş Kürt temsilcileri sistemati…

Gizli Hazineleri Keşfedin

İmamoğlu, The Economist’e yazdı: “Erdoğan’ın hırsları Türkiye’nin potansiyelini engelliyor”
Yorum Yap

Paylaşılan haberler ve içerikler tamamen yapay zeka teknolojisi ile oluşturulmaktadır. Türkiye ve Tokat gündemindeki haberler yapay zeka ile yeniden yazdırılmıştır.

Herhangi bir hatalı içerik ile karşılaşmanız durumunda aşağıya bıraktığımız mail adresimize düzeltilmesi veya kaldırılması için mail atabilirsiniz.

tokattabugun@gmail.com

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet