Ece Aksoy, İstanbul’un renkli ve konuşulan isimlerinden biri olarak hayatını kaybetti. 84 yaşında, kültürel mekanlarıyla tanınan ve edebiyat dünyasına katkılarıyla öne çıkan bu işletmeci, İstanbul’un hafızasında önemli bir yer edinmişti. Sanat, edebiyat ve eğlence dünyasının kesişim noktası olan mekanlarıyla tanınan Aksoy’un, 1941’de İzmir’de başlayan ve uzun süren bir sanat ve işletme macerasının ardından hayatın fiziksel sınırlarına ulaşması, İstanbul’un kültürel yaşamında derin bir boşluk bırakmıştır.
Ece Aksoy, İstanbul’un renkli ve konuşulan isimlerinden biri olarak hayatını kaybetti. 84 yaşında, kültürel mekanlarıyla tanınan ve edebiyat dünyasına katkılarıyla öne çıkan bu işletmeci, İstanbul’un hafızasında önemli bir yer edinmişti. Sanat, edebiyat ve eğlence dünyasının kesişim noktası olan mekanlarıyla tanınan Aksoy’un, 1941’de İzmir’de başlayan ve uzun süren bir sanat ve işletme macerasının ardından hayatın fiziksel sınırlarına ulaşması, İstanbul’un kültürel yaşamında derin bir boşluk bırakmıştır.
Ece Aksoy’un Yaşam İzleri: Bir İşletmeci, Yazar ve İstanbul’un Hafızası
Ece Aksoy, 24 Şubat 1941 tarihinde, Türkiye’nin en canlı ve dinamik şehirlerinden biri olan İzmir’de doğmuştu. Şenay Aksoy ailesinin beş çocuğundan en küçüğü olarak, kökleriyle bağlarını güçlü bir ailede büyümeyi başarmıştı. Ailevi geçmişi, Yugoslavya ve Girit kökenlerini barındırırken, Aksoy’un hayatına da şekil vermişti. Beşinci yaşını henüz tamamlamamışken, babasını kaybettiği günden itibaren hayat, erken yaşta zorlukları ve sorumlulukları içerisine girmişti. Ancak bu erken travma, onun karakterini ve çalışma azmini pekiştirmişti.
Aksoy’un eğitim hayatı, üniversite diplomasına ulaşma hayalleriyle başlamış, ancak maddi engeller onu bu hedefinden roketi vurmuştu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde felsefe eğitimi almak istemesine rağmen, aile ekonomisinin sıkıntılı durumu nedeniyle eğitimine yarıda bırakmak zorunda kalmıştı. Ne var ki, bu yaşadığı aksaklık, onun sanat ve kültür dünyasına olan tutkusunu ve merakını da engellememiş, tam aksine bu durum, onu daha da motive etmişti. Aksoy, özellikle de kendisini sanatsal ifade ve yaratıcılık alanında geliştirmek için adeta bir arayış içinde olmuştu.
1969 yılının Eylül ayında, Tunca Aksoy ile hayatının en güzel ve anlamlı evliliğini gerçekleştirmişti. Bu birliktelikten, tek çocukları Zeynep Aksoy dünyaya gelmişti. 1978 yılında, eşinin ani ve üzücü kaybı, Aksoy’un hayatındaki en kritik dönüm noktalarından biri olmuştu. Eşinin kaybı, onu derinden sarsmış, ancak bu olay, aynı zamanda ona daha da güçlü ve dirençli bir birey olma fırsatı sunmuştu. Eşinin vefatından sonra, Aksoy, hayatına daha fazla anlam katmak ve kendi ayakları üzerinde durmak için bilinçli çaba göstermeye başlamıştı.
Aksoy’un adı, İstanbul’un eğlence ve sosyal hayatı açısından uzun yıllar boyunca unutulmayacak bir isim olarak kayıtlara geçmişti. 1969 yılında Tunca Aksoy ile yaptığı evlilikten doğan tek çocuğu Zeynep Aksoy’un ardından, 1978’de kaybettiği eşinin ardından hayatına renk katmak için yola koyulmuştu. Aksoy, 1969’da evlendiği Tunca Aksoy ile birlikte İstanbul’un eğlence ve sosyal hayatına önemli katkılar sağlamıştı. Bu katkıların en çarpıcı örneği, 1969’da açtığı Ece Bar’ıydı. Bu bar, kısa sürede İstanbul’un en popüler mekanlarından biri haline gelmiş, özellikle de Stüdyo 54’ün bekleme katında açılan küçük bir mekanda hizmet vermesiyle büyük bir ilgi görmüştü. Aksoy’un bu barı açması, İstanbul’un eğlence ve sosyal hayatına yeni bir soluk getirmiş, özellikle de sanatçı, gazeteci ve diğer önemli isimlerin buluşma noktası haline gelmişti. Aksoy’un bu başarılı girişimi, kısa sürede İstanbul’un popüler mekanları arasında ilk sıralara yükselmiş ve birçok önemli ismin uğrak noktası haline gelmişti. Ardından, Arnavutköy ve Kuruçeşme gibi bölgelerde yeni mekanlar açarak, İstanbul’un eğlence ve sosyal hayatına olan katkısını artırmıştı. Aksoy, sadece İstanbul’un eğlence hayatına değil, aynı zamanda İstanbul’un kültürel ve sanatsal hayatına da önemli katkılar sağlamıştı. Mekanlarını, dönemin sanatçıları, gazetecileri ve diğer önemli isimlerin buluşma noktası olarak kullanması, İstanbul’un kültürel hayatına büyük bir değer katmıştı.
Ancak Aksoy’un hayatının en önemli dönüm noktalarından biri, 24 Şubat 1941’te İzmir’de dünyaya gelmesiydi. Ailesi, hem Yugoslavya hem de Girit kökenlerini taşıyan, çok kültürlü bir aileydi. Bu farklılıklar, Aksoy’un dünyayı ve insanları farklı bakış açılarından görmesine katkıda bulunmuştu. Ailesiyle olan güçlü bağları, onun yaşam tarzını ve değerlerini şekillendirmişti.
Ece Aksoy, 1969’da Tunca Aksoy ile evlendiği zaman İstanbul’un en popüler mekanlarından biri olan Ece Bar’ı, Stüdyo 54’ün bekleme katında açarak kısa sürede büyük bir ilgi görmüştü. Bu bar, dönemin sanatçıları ve gazetecileri için bir buluşma noktası haline gelmişti. Ardından, Arnavutköy ve Kuruçeşme gibi bölgelerde yeni mekanlar açarak İstanbul’un eğlence hayatına renk katmıştı.
Aksoy’un hayatının son dönemi, 2018 yılında yapılan teşhisle, akciğer kanseri teşhisi ile geçirilmişti. Uzun yıllar boyunca İstanbul’un simgesi haline gelmiş olmasına rağmen, son dönemlerinde sağlık sorunlarıyla mücadele etmişti. 19 Temmuz 2023’te, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Aksoy, tüm çabalara rağmen 84 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ece Aksoy’un kaybı, İstanbul’un kültür ve sanat dünyasında büyük bir üzüntüye neden olmuştu.
Aksoy’un, İstanbul’un hafızasında yer edinen mekanları, sanatı ve edebiyat dünyasındaki kısa ama etkili varlığı, onu sadece bir işletmeci değil, aynı zamanda bir kültür durağı olarak kabul ettirmişti. Aksoy’un, sanatsal ve edebi çalışmalarında bıraktığı iz, uzun yıllar boyunca hatırlanmaya devam edecekti.
İlginizi çekebilecek konular
- Memduh Bucak kimdir, aslen nereli, kaç yaşında, hangi aşiretten, kürt mü? Hakkında bilgiler ve yaşananlar
- Gizem Memiç kimdir, aslen nereli, kaç yaşında, evli mi, boyu ve burcu? Kişisel ve özel hayatına dair bilgiler
- Başak Karahan kimdir, aslen nereli, kaç yaşında, sevgilisi kim, evli mi, instagramı? İnfluencerlık kariyeri ve hayatı