Tokat Valilik Konağı İnşaatında Soru İşaretleri: Beton Yetersizliği ve Kamu Kaynaklarının Kullanımı Tartışma Yarattı
Tokat’ta yapımı devam eden yeni Valilik Konağı inşaatı, daha temel aşamasında alınan karot numuneleriyle gündeme geldi. Beton kalitesine yönelik endişeler, kamuoyunda projenin deprem güvenliği açısından yeterli olup olmadığı sorusunu doğururken, aynı inşaat firması tarafından Tokat Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yapılan faaliyetlerde de kamu kaynaklarının usulsüz kullanımı iddiaları konuşuluyor.
Özet: Tokat Valilik Konağı inşaatında beton kalitesi sorunları ve Tokat OSB’de yaşanan fore kazık krizi kamuoyunda tartışma yaratıyor.
Eski Valilik Binası Deprem Riski Nedeniyle Yıkıldı
1970’li yıllarda inşa edilen ve uzun süre Tokat halkına hizmet veren eski Valilik binası, artan deprem riski nedeniyle yetersiz bulundu. Yapılan teknik incelemelerin ardından, beton dayanımının çağdaş deprem yönetmeliklerine uygun olmadığı belirlendi. Bunun üzerine binanın yıkım kararı alındı ve Haziran 2024’te tamamen yıkıldı. Bina yıkıldıktan sonra bölge geçici olarak otopark olarak kullanılmaya başlandı.
Yeni Bina Daha Temelde Soru İşareti Yarattı
Tokat’ın birinci derece deprem kuşağında bulunması nedeniyle, yeni Valilik binası “modern ve depreme dayanıklı” bir yapı olarak projelendirildi. Ancak inşaat daha temel aşamasındayken, beton dökümleri sonrası alınan karot örnekleri yapı denetim açısından kuşku yarattı. İddialara göre, dökülen betonlar, projede yer alan minimum dayanım kriterlerini sağlayamadı. Bu nedenle yüklenici firma, yeniden döküm ve düzeltme işlemleri yapmak zorunda kaldı.
Tokat OSB’de Fore Kazık Krizi: Yasaya Aykırı Uygulama mı?
Yeni Valilik binasını yapan inşaat firması, projenin erken aşamasında Tokat Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yaşanan bir toprak göçüğü nedeniyle o bölgeye yönlendirildi. Göçük, OSB içinde bir yatırımcıya tahsis edilen arsada meydana geldi. Bu arsa, daha önce Meslek Lisesi yapılması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilmiş 40.000 m² büyüklüğündeki alandı. Ancak zaman içinde başka bir yatırımcıya verildi ve kazı işlemleri sırasında gerekli mühendislik önlemleri alınmadığı için toprak kayması yaşandı.
OSB Yasası’na göre, her yatırımcı kendi arsasındaki altyapı, istinat duvarı, drenaj ve güvenlik önlemlerinden kendi sorumludur. Buna rağmen, OSB yönetimi herhangi bir ihale ya da kamu duyurusu yapılmadan yaklaşık 60 milyon TL’lik bir projeyle bölgede yüzlerce fore kazık çaktırdı. Bu maliyetin, OSB’ye ait arsaların satışından elde edilen gelirle karşılandığı ileri sürülüyor.
Kamu Kaynağı Heba mı Ediliyor?
OSB yönetiminin bu müdahalesi, yatırımcı yerine kamunun yükümlülük üstlenmesi anlamına geliyor. Şeffaf olmayan ve ihalesiz şekilde yürütülen bu süreç, kamu kaynağının amaç dışı ve usulsüz kullanıldığı eleştirilerine neden oldu. Ayrıca kamu yararı için tahsis edilmiş bir arsanın, gelişigüzel kazı sonucu zarara uğraması ve ardından yine kamu kaynaklarıyla müdahale edilmesi hukuk açısından da ciddi sorunlar barındırıyor.
Valilik İnşaatında Denetim Yetersiz mi?
Tokat’ın en önemli kamu yapılarından biri olacak yeni Valilik binasının daha temel aşamasında bu tür teknik sorunların ortaya çıkması, denetim mekanizmalarının yeterince işletilmediğini düşündürüyor. Beton kalitesi gibi hayati önemdeki bir unsurun proje kriterlerini karşılamaması, binanın uzun vadeli güvenliğini riske atabilir.
Başlatılmalı !
Bu gelişmeler ışığında bazı temel adımların atılması kamu yararı açısından elzem görünüyor:
- Yeni Valilik inşaatında alınan karot test sonuçları kamuoyuyla paylaşılmalı.
- Tokat OSB’de yapılan fore kazık uygulamasıyla ilgili Sayıştay denetimi yapılmalı.
- Milli Eğitim’e tahsis edilmiş arazinin amacı dışında kullanımı hakkında bakanlık incelemesi başlatılmalı.
- İhale süreci işletilmeden yapılan yatırımlarla ilgili kamu zararı oluşup oluşmadığı tespit edilmeli.
Güvenli Bina, Şeffaf Yönetim
Tokat gibi deprem riski yüksek bir bölgede, Valilik gibi stratejik öneme sahip kamu yapılarının en yüksek mühendislik ve şeffaflık ilkeleriyle inşa edilmesi gerekir. Ne yazık ki bugünkü uygulamalar, hem yapı güvenliği hem kamu kaynaklarının kullanımı açısından ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.