Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Gazze Tezkeresi’nin kabul edilmesi, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki işgal faaliyetlerini, uyguladığı insanlık dışı politikaları ve özellikle kadın ve çocuklara yönelik katliamları şiddetle kınarken, uluslararası toplumu da İsrail’e karşı ortak bir duruş sergilemeye ve Gazze’ye kalıcı bir ateşkesin sağlanması, insani yardımın kesintisiz ulaştırılması ve uluslararası mahkemelerde sorumluların hesap vermesi için harekete geçirmeye çağırıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Gazze Tezkeresi’nin kabul edilmesi, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki işgal faaliyetlerini, uyguladığı insanlık dışı politikaları ve özellikle kadın ve çocuklara yönelik katliamları şiddetle kınarken, uluslararası toplumu da İsrail’e karşı ortak bir duruş sergilemeye ve Gazze’ye kalıcı bir ateşkesin sağlanması, insani yardımın kesintisiz ulaştırılması ve uluslararası mahkemelerde sorumluların hesap vermesi için harekete geçirmeye çağırıyor.
Gazze Tezkeresi: Uluslararası Arenada Türkiye’nin Filistin Meselesine Daha Güçlü Bir Duruş
Son zamanlarda tartışmalara sahne olan ve uluslararası arenada yankı uyandıran Gazze Tezkeresi, Türkiye’nin Filistin halkına desteğini net bir şekilde gösteren, derinlemesine bir siyasi bildiridir. Bu önemli kararın kabulü, Türkiye’nin uluslararası hukuk çerçevesinde Filistin meselesine yönelik duruşunu güçlendirirken, İsrail’in Gazze’deki vahşi işgalini ve devam eden insani krizi eleştirel bir şekilde değerlendirmesini ifade etmektedir. Bu tezkere, yalnızca Türkiye’nin meclisinin kararı ile sınırlı kalmayıp, diğer ülkelerin parlamentolarına da önemli bir çağrı niteliğindedir ve İsrail’e karşı ortak bir duruş sergilenmesi için bir zemin oluşturmaktadır.
Gazze Tezkeresi’nin Anlamı ve İçeriği
TBMM’nin kabul ettiği Gazze Tezkeresi, uluslararası toplum önünde Türkiye’nin tutumunu netleştiren, İsrail’in Gazze’deki sistematik işgalini, insan hakları ihlallerini ve özellikle sivillerin hedef alınmasını kınayan bir metindir. Tezkere, Gazze’deki durumun insani bir kriz olarak değerlendirilmesi ve bu krizin çözümü için acil ve kalıcı çözümlerin bulunması gerektiğini vurgulamaktadır.
Tezkere, temel olarak şu unsurları içermektedir:
- İşgalin Kınanması: İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki uzun süreli işgalinin, sivillerin ölümüne ve yaralanmasına neden olan sistematik işgalinin ve insan hakları ihlallerinin açıkça kınanması.
- İnsani Krize Müdahale Çağrısı: Gazze’deki devam eden insani krizin çözümü için uluslararası toplumdan acil ve kalıcı müdahale çağrısı yapılması. Bu, silahlı güçlerin bölgeden çekilmesini, insani yardımın kesintisiz ulaşımının sağlanmasını ve sivillerin güvenli bölgelere tahliyetinin desteklenmesini içerir.
- Soykırım Suçu İddiası: Gazze’deki durumun, özellikle sivillerin hedef alınması ve kıtlık uygulamanın, soykırım suçu teşkil ettiğinin vurgulanması. Bu iddia, uluslararası adalete yönelik bir çağrıdır.
- Uluslararası Toplumdan Destek Talebi: İsrail’in Gazze’de kalıcı bir ateşkesi kabul etmesi, silahlı güçlerinin bölgeden çekilmesi, insani yardımın kesintisiz ulaşımının sağlanması ve sivillerin güvenli bölgelere tahliyesi için uluslararası toplumdan güçlü bir destek talep edilmesi.
- 1967 Sınırları ve İki Devletli Çözüm: 1967’deki sınırları temel alan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesinin, adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasının tek yolu olduğu vurgulanmaktadır.
- Mescid-i Aksa’nın Korunması: İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların kutsal mekanlarına yönelik saldırı ve provokasyonları durdurması çağrısında bulunulması.
- Uluslararası İlişkilere Yönelik İtiraz: İsrail hükümeti, soykırım politikalarından vazgeçene kadar, BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısı yapılması.
- Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’na Katılım: Tüm ülke parlamentolarının, İsrail ile olan tüm askeri ve ticari ilişkileri sonlandırmaya, Filistin halkına yönelik uygulanan ambargoyu kırmaya yönelik acilen harekete geçmeye, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki soykırım ve sömürge politikalarını reddetmeye ve kınamaya, Filistin halkının meşru haklarını savunmaya, iki Devletli çözüm perspektifini korumaya ve Filistin Devleti’ni tanımayan ülkeleri de Filistin’i tanıma çağrısında bulunmaya; 18 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul’da TBMM öncülüğünde tesis edilen “Filistin’i Destekleyen Parlamentarlar Grubu”na katılmaya davet edilmesi.
Uluslararası Boyut ve Gelecek Perspektifleri
Gazze Tezkeresi’nin kabulü, Türkiye’nin uluslararası arenadaki etkisini artırmanın yanı sıra, Filistin meselesine yönelik uluslararası bir farkındalık yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bu tezkere, diğer ülkelerin parlamentolarına da benzer bir duruş sergilemeleri için bir zemin oluştururken, İsrail’in Gazze’deki insani krizi çözme sorumluluğunu üstlenmesini teşvik etmektedir.
Tezkere, aynı zamanda, Filistin’i Destekleyen Parlamentarlar Grubu’na katılım çağrısıyla, uluslararası toplumda Filistin meselesine odaklanmış bir platformun güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. Bu gruba katılım, Türkiye’nin uluslararası arenadaki Filistin desteğini daha da pekiştirecek ve benzer düşünceye sahip ülkelerle işbirliğini artıracaktır.
Sonuç
Gazze Tezkeresi, Türkiye’nin Filistin halkına olan desteğini ve uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail’in işgalini kınayan duruşunu bir kez daha net bir şekilde ifade etmektedir. Bu tezkere, uluslararası toplumun Filistin meselesine daha duyarlı davranması için önemli bir adım olabilir ve Gazze’deki insani krizi çözme çabalarını desteklemek adına atılmış önemli bir adımdır. Bu kararın, Filistin meselesine çözüm arayışlarında yeni bir dönemin başlangıcı olacağına ve uluslararası toplumda Filistin meselesine yönelik farkındalığın artırılmasına katkı sağlayacağına dair umutlar taşımaktadır.
Keşfetmeye Devam Edin: İlgili Bağlantıları Kullanın