Bugün, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü. Türkiye maalesef bu anlamlı güne, 3,5 milyon çocuk işçiyle giriyor. Günlük 2 ila 5 dolar arasında, güvencesiz ve tehlikeli koşullarda çalıştırılan bu çocuklar, eğitim haklarından mahrum bırakılmakta ve yaşamları her geçen gün daha da değersizleştirilmektedir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre son 12 yılda en az 770 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Bu çocukların 253’ü henüz 14 yaşını bile doldurmamıştır. Bu rakamlar sadece vicdanları sızlatmakla kalmıyor, aynı zamanda anayasal sorumlulukların yerine getirilmediğini de açıkça ortaya koyuyor.
Mesleki eğitim adı altında çocuklar MESEM’lerde güvencesiz işlerde yaşamını kaybediyor. Bu sistemin sonucu olarak yaşanan iş cinayetleri artık istisna değil, sistemin birer sonucudur.
Çocukların yeri atölyeler değil, okullardır. Devletin görevi, çocukları korumak ve onları insanca bir yaşam, adil bir gelecek ve nitelikli bir eğitimle buluşturmaktır. Bu mücadele yalnızca bir vicdan çağrısı değil, aynı zamanda anayasa ve uluslararası hukukla da tanımlanmış bir yükümlülüktür.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 32. Maddesi, ILO’nun 182 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması Sözleşmesi ve 138 No’lu Asgari Yaş Sözleşmesi, her çocuğun ekonomik sömürüye ve sağlığını, güvenliğini ya da eğitimini tehlikeye atacak işlerde çalıştırılmasına karşı açık koruma getirmektedir. Türkiye, bu sözleşmelere taraf olmasına rağmen, sahadaki gerçekler tam tersini göstermektedir.
Çocuk işçiliği, yalnızca bireylerin değil, toplumun ve ülkenin geleceğini de çalmaktadır. Yoksulluğun kuşaktan kuşağa aktarılmasına, sosyal adaletsizliğin derinleşmesine ve insan onuruna aykırı koşulların yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
Bu nedenlerle; MESEM uygulamaları gözden geçirilmeli ve çocuk emeği sömürüsüne dönüşen sistem sonlandırılmalıdır. Tüm çocuklar için eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitim hakkı güvence altına alınmalıdır. Çocuk işçiliğine karşı gerçek, sonuç alıcı, sürdürülebilir ve hak temelli politikalar hayata geçirilmelidir. İşyerlerinde denetimler sıklaştırılmalı; çocuk işçi çalıştıranlara karşı ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Çocuk işçiliğiyle mücadele, yalnızca bugünün değil, yarının da mücadelesidir. Sessiz kalamayız. Hiçbir çocuk, yoksulluğun, eşitsizliğin ve denetimsizliğin bedelini canıyla ödememelidir. Çocukların yeri okul sıralarıdır, oyun alanlarıdır. Onlara onurlu bir gelecek borçluyuz.
Bugün bir kez daha, çocuk işçiliğine karşı mücadelede kararlılığımızı kamuoyuna duyuruyor, tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyorum. Kadim Durmaz – Tokat Milletvekili
Fotoğraf: [Fotoğrafın açıklaması]
